Ana Sayfa
Özgeçmiş
Dersler
Sağlık ve Sosyal Güvenlik
Bilim ve Bilim Felsefesi
Edebiyat
Şiirler
Kitaplar
Şiirler
ZAMAN - ZAMAN
Ne söyledi , ne dinledi
Hem söyledi , hem dinledi
Bin söyledi , bir dinledi
Bir söyledi , bin dinledi
Zaman , zaman
Çok söyledi , hiç bilmedi
Hiç söyledi , hiç dinledi
Kim söyledi , kim dinledi
Söz söyledi , söz dinledi
Zaman , zaman
MECAZ
Bir testi vardi elimde
Ham topraktan, pismis
Ham haliyle atesi içmis
Dönmüs topraktan baska hale
Suyu tutar içinde
Bir testi vardi
Günes altinda
Yanmis , yunmus
Ham topraktan
Sicak vurdukça sirtina,
Damla damla suyu sizdiran
TIRTIL ILE KELEBEK
Kabile tortusu bir aydin,
Hakim oldu iktidara.
Dostlarinin önce kalbine girdi,
sonra bindi sirtina.
Elbiselerini degistirdi,
Eskilerini verdi fukaraya.
Yeni bir dünya kurdu.
Ne dostun sözünü dost bildi,
Ne yüzünü görmek hos geldi
Yeni bir kabuk olusturdu ceviz misali,
Etrafinda iktidarin pervaneleri.
Iktidari dogrularin ve dostluklarin
Güvesi oldu .
Hiçlik aleminde .
Hüküm kurdu , hüküm sürdü,
Yalanlar üstüne.
El aldigi,
Ustalarini hüneri ve marifetiyle,
Dört bir yana döndü durdu.
Kendini tarif etti , baska manalarla.
Ekin devsirdi el tarlalarindan .
Insa etti sahte dil üstüne ilmini.
Hos sözü zehir zannetti,
Sahte iltifatlara iltifat etti.
Küçük bir tirtilken
kabuk degistirdi, ruh aleminde ,
Hos bir kelebek oldu.
Renk renk desen desen.
Uçtu , kanat açti,
Yeni dünyalara.
Ve
bir aga takildigi gün vakit çok geçti.
ZAMAN
Zaman degisti
Zemin kaydi altimizdan.
Insan ruhu ve
Onun karanliklari
Degismeyen
Tehlike büyüdü ve gelisti.
Üstün sanilan akil,
En alttaki arzularin,
Esiri oldu.
Gelisim dogrusal degil
Dairesel bir yol buldu.
Eski çaglarin gulyabanileri,
yeni
trajedi ve komedileri
eski
tiyatrolarda oynadi.
Tutkular , hirslar ,arzular,
Nefsin tüm sirlari.
Bir , bir çikarilip sandiklardan
Saçildi etrafa . Karanlik ruhlarin tohumlari tarafindan. Ilmin Ve aklin ürünleri Sahiplendi karanliklari. Islah edemeden,
çirkinlikleri ve hastaliklari.
NEHIRLER
Nehirler akardi
Kuzeyden güneye
Sehirleri öpüp , birer , birer.
Can dagitarak
Adlari degisse de
Insanlarin dillerinde.
Onlar bilirlerdi.
Geldikleri ve gittikleri yerleri
Ve
Alin yazgilari olan denizleri
Koca , koca köprüler kurulurdu
Sirtlarina.
Evcillestirmek için nehirleri.
Yinede akip giderlerdi.
Içlerinde suyun ,topragin ve rüzgarin sirri .
Besleyip , zenginlestirerek sehirleri
Uzanirlardi yataklarinda ,
Satafatli ve piriltili.
Severlerdi .
Hayat kattiklari topraklari.
Salinip giderlerdi .
Hayal edip ,derin sulari.
BEYAZ KÖPÜKLER
Beyaz köpüklerin sirtina binmis
Hayalin kiyiya vurdugu zaman
Sahil nasilda köpükleri yutmus
Ne hayal kalmis ne geçmis zaman
Dalga dalga kiyiya vuran deniz
Sevgili gibi öpmekte sahili
Deniz eriyip bitmis , sahil sessiz
Nerde beyaz köpüklerin hayali
YAR
Ne elimizde eriyen kar , ne yanan alevdir,
Hasret hayallerimizin hapsedildigi yerdir.
Ne tasi damla ,damla eriten sessiz sakin su,
Hasret hayallerimizin bitmez derin kuyusu.
Ne dagdan kopup gelen hirçin sel , ne ilik yeldir,
Hasret gönül sevgilisinin gizlendigi yerdir.
Ne arsi renk , renk boyayan bir maviliktir bu,
Hasret yarin gözlerinde yanan bir yesil tutku.
DÜN – BUGÜN – YARIN
Dün geçti gitti, bir varmis , bir yokmus gibi.
Söz kaldi asili , kubbede,
Zaman hayal aleminde soldu
Yarini ise , kim biliyor,
sadece bir muamma .
Gayb’a dair söylenen sözler
Gömülü geçmisin topraginda.
Gün bu an.
Bak simdi oda dün oldu.
Gelecek geçmise uzanan ,
Bir ömürlük ,
kisa bir yoldu
Çesme akarken suyunu doldur,
Testine
geçmisten kalan
Ve
Gelecege tasiyacagin ancak odur.
ALDANMA
Yavas yürü ey nazli canan
Bu yollari senindir sanma
Bir kor misali ,nazla yanan
Bu cihani evindir sanma
Aldattigin aldandigindi
Zamanini sasmaz mihenkinde
Hayal etki ey nazli canan
Bu devrani doludur sanma
Bir su misali akan nazli akan
Bu alemi bostur sanma
Aldattigin aldandigindi
Zamanini sasmaz mihenkinde
EFKAR
Çirkin denmeyecek kadar güzel
Güzel denmeyecek kadar çirkin
Hayal denmeyecek kadar gerçek
Gerçek denmeyecek kadar hayal
Bir yar , bir yar , bir yar
Efkar ,efkar ,efkar
Nese denmeyecek kadar hüzün .
Hüzün denmeyecek kadar nese
Asikar denmeyecek kadar sir
Sir denmeyecek kadar asikar
Bir yar , bir yar , bir yar
Efkar ,efkar ,efkar
BOZKIR VE SAHIL
Bozkirin sessiz ,sakin kimsesizligi
Neseye dönerdi bir kösenin sonunda
Sirtta civil civil yesil ,tepede renk renk mavi
Esirmi kalinmisti iki renk ortasinda
Yesil topraga düstü parçalanip dagildi
Boya oldu topraga bir renk ki , binlerce
Deniz mi gökteydi , gök denizden mi sayildi
Gün olurdu sahilde bilinmez bir bilmece
Sis , yagmur ,sel
Sis , yagmur , sel zirvede bir nokta,
Sel müthis , yagmur ise damla ,damla.
Yagmur saaten düsen halsiz bir parça,
Sel zamani söküp tasiyan harika .
Yagmur sessiz sakin , berrak ve bakir ,
Sel çiglik , çilgin ,boz ve hakir.
Yagmur yere dökülen rengarenk boya,
Sel zevki ezan gürültülü arya.
Sis , yagmur ve sel mayalari ayni
Sis örten , yagmur yikayan , sel yikan
ESİRE
Zirvede uçan kanadim kirildi
Düstüm iklimine o esir aldi
Gözleri sardi kanayan yarayi
Bil ki avina asik olan avci
Hedefe ok atsa tutmaz nisani
Esir ettim derken esire olmak
Sanma yalniz sana müstehak
Yakarken bilmezdin , nasilmis yanmak
En büyük aciyi veren ask çektiren çeksin degimli ne güzel hak
Bir muhabbet var gönlümde.
Karli dag tepesinde yalniz çiçek
Ayriligin bir mevsimi sürecek .
Yesil kavak tepesinde yanan ay
O güzelligi görmedigini sansina say .
Yesil çimen üstünde oynayan günes
Belli ki yüreginde yanmaz ates
Yaprak düstü bak agaç nasil üzgün
Sonbahar bu gözlerin gibi süzgün
HATIRLA
Terk etti gönül kubbesini
Geriye bir avuç hatira kaldi .
Hayal edilen gelecek misali
Yol ki ; menzile varmadan sonlandi
Manada eriyip sevgide yogrul
Nasihat kolay uymak fakat ne zor
Geçmisi silip unuttugun an ,
Kim göstererek düstügün hatayi .
Gelecege sirt dönüp küstügün an
Hatirla bahçede kuruyan dali
Manada eriyip sevgide yogrul
Nasihat kolay uymak fakat ne zor
SİYAHA METHİYE
Sarhos misalidir isveli siyah .
Savasin eski bir timsali siyah.
Dagdan inen selin emsali siyah.
Ey karanfil renkli dudak
Susma o güzeli anlat
Siyah islenir renkler aleminde .
Siyah yalniz yasayan hayalinde .
Siyah hüzzami söyler hanende
Ey karanfil renkli dudak
Susma o güzeli anlat
DOĞUŞ
Bir dost meclisin en hos sedasi
Bülbül kiskanirdi o nazli ah-i
Dinledik unutup çalinan sazi
Gönüle huzuru sunan avazi
Gülüslerle bezenmis bir tufandi
Alemi hapseden o kahkahasi
Günü gelip de andigimizda yad-i
Adin aramizdaki ilkbahardi
BİLMEK
Yükü omuzlarim degil ruhum tasir
Önünde nice engeller var göreyim asir
Dertler dizilmis tespih misali
Lakin ne mümkün çekmekle biter mi?
Yol öyle kisa ucundan sonu görünür
Dizlerim üzerinde ikiye mi bükülür?
Bir görev aldik ezelden ciliz omuzlarimiza
Sükürler olsun dert çeken ruhumuza
NOKTA
Sairim güzelin en güzelini severim.
Sairim sevdanin en zorunu seçerim.
TARLA VE BAŞAKLAR
Basaklarin yesermesiyle
Tarla bir güzel bir güzel
Hani hiç ekin kaldirmis olamasa
O hasadin yükünü hiç duymasa
hep orada yasamak ister.
O renk içinde bir rüzgar
Estigi an o tepede,
sanki onu bekler .
Tepeyle beraber seyrederler,
basakla rüzgarin oyununu.
Içlerine sindirirler , sindirirler.
Bir rüya gelip geçer.
Yesil sariya döner.
Rüzgar esmez artik
öyle tatli öyle güzel.
Alip götürür o eski hatirayi
Kaldirilan ekinin bir zamanlar
Ona mutlulu verdigi ani.
MESAFELER
Sen o kadar uzaktasin ki
Hayal bile edemem yasadigin yeri.
Sana gelen yollar ,
Yorar hayalimi.
Sen o kadar uzaktasin ki
Sen o kadar uzaktasin ki
Mevsimler bile ayirir yasadigin yeri.
Yapraklar tasirken saçlarinin rengini
Bizde basaklar tasir gözlerini.
Sen o kadar uzaktasin ki
Sen o kadar uzaktasin ki
Anlatsam kelimeler ulasir mi sana ?
Haykirsam sevdigimi dalga , dalga.
Büyüyüp sana ulasmadiktan sonra
Orda oldugunu bilmek sanma yeter bana?
Sen o kadar uzaktasin ki
DERVİŞ Mİ DELİ?, DELİ Mİ DERVİŞ?.
Kim akıllı , kim deli
bunu kim bilmiş,
Vermiş aklını ele
akılsızlığa mı ermiş
Hani bir derviş,
varsay ki ermiş
Derviş zannetti ermiş,
erdiğini kim bilmiş.
Derviş aklını yele vermiş
Yel savurmuş , başa gelmiş
Derviş savuşmuş beladan
Akıllı bayram etmiş.
Veren sevinmiş
Alan sevinmiş
Gün gelmiş
Gelen gitmiş
Derviş gülmüş.
Uyanmış , o günmüş
Derviş bakmış aklına
Rüzgarın üstünde görmüş
Ey akıl , kovdular kapıdan
Deli oldular.
Kaptılar kapıdan
Zelil oldular.
Derviş , gülmüş.
Gül , Derviş.
ŞAİR VE DOSTU
Şair: Bir parçam eksik dedi.
Sordu:hangi parçan?
Dedi:bilmiyorum, her halde önemli bir kısmı olmalı.
Sordu; nereden anladın?
Şair: anlamadım sadece bir his.
Sordu: kim hissetti?
Dedi: Her halde kalbim olmalı.
Sordu: hisseden kalp midir?
Şair: eskiler öyle söylerlerdi.
Sordu: nasıl bir şey dir bu hal, seni mutsuz eden?
Dedi: sadece büyük bir husursuzluk, her şey mükemmel iken.
Sordu: aklın buna engel değil mi?
Şair; aklın işi değil o, hesaptan anlar sadece.
Sordu: hesapların mı bozuldu?
Dedi: kalbim sadece hisseti, hiç hesap yapmadı ki
Sordu; ya aklın?
Şair; hep kalbimle kavga etti.
Sordu: kimdir bu işin galibi?
Dedi: galibi yok, sadece birşeyler eksik.
Sordu, bu işin sonu?
Şair: sonu yok, çünki başlangıcını bulamadım